
Aşk hikayelerinin en büyüğünü ve romantiğini listeledik. 20. yüzyılın en unutulmaz aşk hikayelerini şimdi keşfedin.
Dünyanın en büyük aşk hikayelerinin çoğu ilk görüşte başlar; bir de sevgileri zaman içinde çiçeklenenler vardır… Kimi ilişkilerin dinamiği yoğun ve çok güçlü bir sevgi ile şekillenir. Kimi ise birbirini sığınak olarak gören iki kişinin kurduğu sade bir hayatta yeşillenir. Bazı aşklarsa sürekli bir desteği ve cesareti beraberinde getirir. Her biri efsaneleşir ve asla unutulmaz.
Grace Kelly & Monako Prensi III. Rainer

6 Mayıs 1955 Cuma günü, televizyonun en güzel kadını Grace Kelly için diğerlerinden çok da farklı değildir; yeni filmi için basına konuşacak, birçok röportaj verecek, kuaförüne gidecek ve Monako prensi ile tanışarak kendisi onuruna verilen gala yemeğine katılacaktır. Avrupa turnesinin yoğunluğundan yorulan ve daveti neredeyse iptal edecek olan Grace, yine de sarayın bahçesinde gerçekleştirilen galaya katılır ve sayısız gazeteci, kraliyet üyesi ve fotoğrafçı arasında prensle bir araya gelir. Bu dostane ilk buluşmanın ardından Prens Rainier, Grace’nin tazeliğinden, olgunluğundan, duyarlılığından ve kültüründen çok etkilendiğini dile getirirken Grace de prensin Avrupa’nın en büyülü bekarı olduğunu düşünür.

İkili kısa süre içinde -herhangi bir romantik eğilim olmaksızın- mektuplaşmaya; birbirlerine hayatlarındaki en özel detaylardan çocukluk anılarına kadar yazmaya başlar. Aradan geçen ayların ardından Grace Kelly ve Prens Rainer, ortak bir aile dostlarının evinde düzenlenen Christmas yemeğinde bir araya getirilir. Bu bir haftalık tatillerinde birbirlerine daha çok yakınlaşan ikilinin ilişkisi, prensin evlilik teklifi ile ‘modern zamanların en büyülü masalı’na dönüşür.